Hem suçlu hem güçlü, gönülleri fetheden Yakup Dayı

MUSTAFA ÖZCAN/TRABZON-BHA

Trabzon Beşikdüzü İlçesine bağlı Kalegüney mahallesi sakinlerinden Zonguldak Maden emeklisi 1949 doğumlu 73 yaşında 2022 yılında aramızdan ayrılan 2’si kız, 4 erkek olmak üzere toplam 6 evlat babası Yakup Oğuzhan’ın damadı araştırmacı yazar emekli din görevlisi Mithat Güdü tarafından

Vefatından önce Bölge halkının ender yaşanmış olayları olarak adlandırılan yaşamından bir kesit olarak gördüğü anısını medya aracılığıyla dostlarıyla paylaşarak bir anlamda kayınpederini de vefatının 3. Yılında bir anmış oldu. Bizde bu anıyı siz değerli okuyucularımızın da ilgiyle okuyacağınızı düşünüyoruz.

Yakup Oğuzhan ve Jandarma: Bir Beşikdüzü Efsanesi! Trabzon'un Beşikdüzü ilçesine bağlı Kalegüney Mahallesi'nin nam-ı diğer Yakup Oğuzhan'ı... Kendisi, bildiğimiz motorsiklet sevdalısı değil, motosiklet tutkunuydu. Öyle ki, birkaç kez motordan yuvarlanmasına rağmen, direksiyonu bırakmak yerine gazı daha da kökledi. Yakup Oğuzhan için motosiklet, sadece bir araç değil, özgürlüğün iki tekerlekli sembolüydü!

Fakat bu özgür ruhun bazı "küçük" detaylarla arası pek iyi değildi: Ne ehliyet, ne sigorta, ne de muayene... Yakup Oğuzhan'ın motoru da, tıpkı kendisi gibi, kurallara değil, rüzgâra uymayı tercih eden, biraz 'başına buyruk' bir makinaydı.

Günün birinde, köyden ilçe merkezine doğru süzülürken yolda bir trafik kontrolü, yani meşhur jandarma ekibini gördü. Paniklemek mi? Asla! Yakup Oğuzhan, motoru usulca jandarmanın dibine park etti, kontağı kapattı, sonra da büyük bir rahatlıkla motorun anahtarını uzattı.

Şaşkınlıktan ne yapacağını bilemeyen trafik jandarması, "Hayırdır amca, ne oluyor?" diye sorunca, Yakup Oğuzhan o meşhur sesiyle tarihe geçecek cevabı yapıştırdı:

"Bak komutanım, dürüst adamım ben. Bende ehliyet yok, sigorta yok, muayeneden en son ne zaman geçti hatırlamıyor. Aha anahtar, aha motor... Hadi bana eyvallah!"

Bu samimi itiraf, o kadar içten ve espriydi ki, jandarma dahi kahkahayı bastı. Yüzünde muzip bir gülümsemeyle, otoritesini bir kenara bırakıp el salladı:

"Haydi Yakup Dayı, bu da senin hatırın olsun. Bir daha böyle denetimlere hazırlıksız yakalanma! Al şu anahtarı, yola devam et!"

Yakup Oğuzhan, o gün sadece ceza yemekten kurtulamadı; motoru, sigortası ve ehliyeti olmayan özgürlüğün, dürüstlük ve espriyle nasıl bir efsaneye dönüştüğünü de herkese gösterdi.

Ve işte o günden beri, Beşikdüzü yollarında bu hikâye, "Hem suçlu hem güçlü, hem de gönülleri fetheden Yakup Oğuzhan'ın" anısı olarak dillerden düşmüyor. Rabbim rahmetiyle muamele eylesin... Eminiz ki cennet yollarında da ehliyetsiz ve muayenesiz bir şekilde motor sürmeye devam ediyordur!

Merhumun damadı emekli araştırmacı yazar ve din görevlisi Mithat Güdü tarafından kaleme alınmıştır.Yaşanmış bir olaydan hareketle kaleme alınan bu anlatı, akıcılığı arttırmak için hikâyeleştirilmiş ve esprili bir üslupla zenginleştirilmiştir. Bu anı, kayınpederim Yakup Oğuzhan’ın kendine has esprili kişiliğini ve ardında bıraktığı tebessümü hatırlatma niyetiyle paylaşılmıştır.